Güllüdere
Vadisi; Çavuşin ve Göreme arasında kalan yerde bir çok kilise,
manastır ve yaşam alanı kalıntılarının var. Peribacası oluşumlarının en iyi
izlenebileceği trekking rotası 4 km ununluğunda. Yürüyüş sırasında iki kola
ayrılan vadide, tarih boyunca birbirinden farklı dönemde inşa edilmiş çok
sayıda kilise ve manastır görebiliyorsunuz.
Vadinin
birinci kolunda İnzivaya çekilen keşiş hücreleri, bulunurken, ikinci kolunda
ise Üç Haçlı Kilise ile Ayvalı Kilise yer
alıyor. Bir zamanlar üzüm bağlarının yoğun olarak yer aldığı, zengin bitki
florasına sahip Güllüdere Vadisi’nde badem ve kayısı ağaçlarının arasında
yürüyüş yaparken, güvercinlikler de manzarayı süslüyor.
Zemi
Vadisi; Ürgüp-Nevşehir Yolu üzerinde, Uçhisar’ın doğusunda kuzey-güney
doğrultusunda, Göreme ile Açık Hava Müzesi arasında bulunuyor. Vadi başlangıcı
ile Göreme arasındaki 5600 metrelik vadi, yürüyüş yapmaya elverişli. Sarnıç Kilisesi, Saklı Kilise, Görkündere Kilisesi ve El Nazar Kilisesi de
vadi içinde yer alıyor.
Dar bir vadi yapısına sahip olan Zemi’de armut, dut, erik, kayısı, fındık gibi meyvelerin ağaçlarının arasındaki yürüyüşe başlamak için iki nokta bulunuyor. Birincisi, Ürgüp-Nevşehir yolundan Göreme Açık Hava Müzesine doğru yumuşak bir eğimle aşağı inileceği için daha kolay olan bir rota; ikincisi ise, Ürgüp-Nevşehir yolu üzerinde inilerek yine eğim aşağıya doğru yapılan ve Göreme’de sona eren yürüyüş.
Aşk
Vadisi; Bağlıdere Vadisi adıyla da bilinen Aşk Vadisi, Göreme-Uçhisar yolu
üzerindeki Örencik’ten başlayıp, Göreme-Avanos yolunda sona eren 4900
metre uzunluğunda şahane bir vadi. Sıcak hava balon turları hava
koşulları iyiyse bu vadiye yukarıdan bakmanıza fırsat
sağlıyorlar. Vadi yürüyüş için de oldukça uygun. Selvi ağacına benzeyen,
düz ve yüksek peribacası oluşumlarının bulunduğu vadinin bir de efsanesi var:
Birbirine
düşman iki ailenin birbirine âşık olan kızı ve delikanlısının bir çocukları
olur ancak kızın ailesi damadı öldürür. Bunun üzerine intihar eden kızın ardından,
çiftin birlikte olmasını istemeyenler tanrı tarafından cezalandırılır ve vadi
taş yağmuruna tutulur. Rivayet o ki, o gün bu gündür, ölen âşıkların ruhları
vadide kayıp çocuklarını arar durur…
Sunset
Point; Göreme gün batımını izlemek için Kapadokya’nın en özel
bölgelerinden biri. Kızıla dönen gökyüzünde uzaklarda peribacalarının
silüetleri enfes görünüyor.
El
Nazar Kilisesi; Göreme Açık Hava Müzesi yolunun sağındaki
vadide, yoldan yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta yer alan El Nazar Kilisesi,
aynı adı taşıyan vadisinde yer alıyor. T planlı, haç kolları beşik tonozlu olan
ve bir peribacası içerisine oyulmuş yapının doğu kolunda mezarlar bulunuyor.
Ana apsis haç kollarının birleştiği merkez mekâna açılıyor. Kronolojik olarak
birbirini takip eden sahneler iki sanatçı tarafından arkaik stilde boyanmış.
İsa’nın çocukluğu, gençliği ve mucizelerinin resmedildiği El Nazar Kilisesi
10’uncu yüzyılda yapılmış.
Kapadokya’nın
en yüksek noktasına kurulmuş Uçhisar Nevşehir merkezden 5 km uzaklıkta. Panoramik manzarasıyla
Kapadokya coğrafyasını en güzel göreceğiniz en yüksek nokta. Uçhisar, Kapadokya
bölgesinin en lüks cave hotellerinden bazılarına da ev sahipliği yapıyor.
Kapadokya’yı
360 derece görebileceğiniz Uçhisar
Kalesi’nin zirvesinden Kızılçukur,Ortahisar, Ürgüp, İbrahimpaşa, Mustafapaşa ve Gömede Vadileri ile Göreme, Avanos, Çavuşin, Nevşehir, Çat ve Erciyes’e
kadar hemen her yer görülüyor. Yüksekliği 100 metreyi bulan Uçhisar
Kalesi’nde çok sayıda oda, ev, sığınak, depo, sarnıç, mahzen var. Bu bölmeler
birbirine merdivenler, tüneller ve koridorlarla bağlanmış.
Kapadokya’da,
Uçhisar’dan Göreme’ye kadar uzayan 4100 metrelik bir trekking vadisi burası ve
adını vadilerde oyulmuş güvercinlik denen yuvalardan alıyor. 19’uncu
yüzyıla kadar bölge halkının en önemli uğraşlarından biri olan güvercinliklerde
beslenen kuşlardan biriken gübreler toplanarak tarımda kullanılıyordu. Bu
bölgelerde yaşayan Hristiyanlar güvercinlerin yumurtalarını toplayarak
kiliselerin freskleri için kullandıkları alçıya katarlarlardı. Vadiye biri
Uçhisar’dan, diğeri ise Uçhisar’ın güneyinden olmak üzere iki girişi bulunuyor.
Günümüzde,
Uçhisar’daki kaya oyma mahzenin üst katını satış mağazası ve şarap tadım yerine
dönüştüren Kocabağ, yerli ve yabancı turistlerin hem şarap tadımı hem de
mahzenleri için ziyaret ettiği önemli bir merkez haline gelmiş. Fabrikada ise,
Öküzgözü-Boğazkere, Kalecik Karası, Kocabağ ve Avanos isim ve çeşitleriyle
kırmızı; Misli, Emir, Narince etiketiyle de beyaz şarap şişeleniyor.
3. Avanos
Nevşehir’in
doğusunda, Kızılırmak’ın iki yakasına kurulu Avanos, çanakçılık, halıcılık gibi
el sanatlarının ve şarapçılığın geliştiği, eşsiz peri bacaları, vadileri ve
yeraltı şehirleri, kiliseleriyle Kapadokya bölgesinin en önemli turistik
yerlerinden.
Burası
Kapadokya’da en sevdiğim ve listenizin başında olması gereken yerlerden
Göreme-Avanos yolu üzerinde Zelve’ye çok yakın Paşabağ Rahipler Vadisi olarak
bilinen yer, şapkalı ve sıralı tipte peribacalarının en ilginç
örneklerinin görülebileceği bir yer. Bir zamanlar keşişlerin inziva yeriydi.
Hayal
Vadisi veya Perili Vadi olarak da bilinen Devrent Vadisi, Avanos’ta yer alıyor.
Göreme’ye 10 dakika uzaklıktaki vadideki peribacaları birçok hayvan ve insan
şekline benzetilebilecek siluetler oluşturmuş. U şeklinde bir yapısı olan
vadinin bir ucu Dervent iken diğer ucu da Kızılçukur’a uzanıyor. Ortada kalan
bölüm ise Zelve ve Paşabağı olarak adlandırılıyor. Zelve Vadisi’nin aksine
Devrent bölgesine yerleşim yeri kurulmamış. Kapadokya bölgesindeki vadilerden
farklı olarak yürüyüş alanı sınırlı olan vadide daha ziyade binlerce farklı
objeye benzetilebilecek peribacaları bulunuyor.
Kapadokya’ya
her gittiğimde muhakkak uğradığım br köy. Göreme-Avanos yolu
üzerinde, Göreme’ye 2 km uzaklıkta yer alan Çavuşin, Kapadokya’nın
en eski yerleşim yerlerinden biri. Hristiyan ilk dönemlerinde keşişlerin
ve rahiplerin yaşadığı köyde görülmesi gereken en önemli yer 5’inci yüzyıl
tarihli Vaftizci
Yahya Kilisesi. Ayrıca Çavuşin’den başlayarak Kapadokya’nın
derinlerine uzayan ve 12 kilisenin yer aldığı Kızılçukur ve Güllüdere Vadileri
Avanos’a bağlı olan Çavuşin sınırından başlıyor.
Güray
Museum
Dünyanın
ilk ve tek yeraltı seramik müzesi olan Güray Museum, nesillerdir babadan oğula
geçen bu geleneksel el sanatını çağdaş müzecilik anlayışı ile birleştiren bir
yer. Dünyaca ünlü Türk seramik sanatçılarının modern ve geleneksel tarzdaki
eserlerini de sergisine ilave etmiş. Üç bölümden oluşan müzede çok önemli
uluslararası etkinlik, sergi ve konserler de düzenleniyor.
Bizans
Döneminde önemli bir dini merkez olan Ürgüp, bir piskoposluk merkezi,
Selçuklular Döneminde Konya’ya ve Niğde’ye açılan önemli bir kale, Osmanlı
döneminde ise Kadılık Merkezi olmuş. Çarşısı kalabalık, canlı ve keyifli.
Şarabıyla da ünlü ayrıca. Temenni Tepesi’nde Osmanlı döneminden kalma iki
önemli mezar bulunuyor.
Bunlar
13’üncü yüzyılda Ürgüp’te öldürüldüğü bilinen Selçuklu sultanlarından 4.
Kılıçaslan ve 3. Alâeddin Keykubat adlarına sembolik olarak, yine Osmanlı
döneminde yaptırılmış. Tepenin ortasında bulunan kümbet ise, daha önceleri
Ürgüp Tahsinağa Halk Kütüphanesi olarak kullanılmış. Tepeden Ürgüp’ün tamamın
ve Erciyes’i görebiliyorsunuz. Vaktiniz varsa çıkın.
150
yıllık tarihi bir konağın restore edilerek müzeye çevrilmesi ile hizmete açılan
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, Türkiye’nin ilk özel bebek müzesi.
Kapadokya’nın tarihi, kültürel ve mimari özelliklerini yansıtan ve Türkiye ile
dünyadan toplanmış 200’den fazla bebeğin sergileniyor.
Kapadokya’nın
simgesi olan Üç Güzeller iki büyük, bir de küçük peribacasından oluşan bölgenin
en meşhur peribacaları. Kapadokya turlarında mutlaka buraya uğranıyor.
Kapadokya’da en çok fotoğrafı çekilen peribacaları bunlar.
Ürgüp’e
bağlı Şahinefendi Köyü’nün güneyinde yer alan Sobesos Antik Kenti, Anadolu’nun
yerli halkı Luwi’lerden aldığı düşünülen şehir kazılarında mozaikle kaplı
geniş bir toplantı salonu, hamam yapısı ve kompleksi ortaya çıkarılmış.
Turasan,
Kapadokya’da 3 nesildir şarapçılıkla uğraşan, şarapçılık geleneğinin en iyi
yaşatıldığı işletmelerden biri. Üzümlerini kendi bağlarında yetiştirerek kendi
tesislerinde işleyen işletmenin Uçhisar’da bütün bir kaya bloğunun oyularak
yapıldığı, üst katı tadım merkezi olmak üzere mahzeni
bulunuyor. Turasan’ın beyaz ve kırmızı şarapları Anadolu’nun en kaliteli
yerel şaraplık üzümleri olan Kalecikkarası, Öküzgözü, Boğazkere, Emir, Narince
ve Dimrit’den yapılıyor.
5. Ortahisar
Kapadokya’nın
bozulmamış yöresel köy yaşamını görebileceğiniz Ortahisar, köy merkezindeki yer
alan kayalara oyulmuş evlerden oluşuyor. Ortahisar’da Tavşanlı, Harim, Sarıca,
Cambazlı, Balkan Deresi Kiliseleri ile Hallaç Dere Manastırı’nı görün. Ayrıca
Kapadokya geleneksel yaşantısını gözler önüne seren bölgenin ilk ve tek
Etnografya Müzesi’ne de uğrayın. Ortahisar, Ürgüp-Nevşehir yoluna 1 km’de yer
alıyor.
Ortahisar
Kalesi; Bizans döneminde yapıldığı düşünülen kale, tarihte hem barınma
hem de stratejik amaçla yapılmış. İçerisinde birbiriyle bağlantı koridor, oda
ve tüneller bulunuyor. Tırmanılarak zirvesine ulaşılabilen Ortahisar Kalesi’nin
tepesi ilginç bir seyir alanı ve resim çekme noktası.
6. Zelve
Zelve, sivri
uçlu ve geniş gövdeli peribacalarının en yoğun olduğu bölge olarak Kapadokya
dokusunun en iyi gözler önünde olduğu bir bölge. Avanos’a 5 km, Paşabağı’na ise
sadece 1 km uzaklıkta yer alan Zelve, Aktepe’nin dik ve kuzey yamaçlarında
kurulmuş, üç vadiden oluşuyor. 9’uncu ve 13’üncü yüzyılda bölgenin önemli
yerleşim ve dini merkezlerinden olan Zelve, aynı zamanda eğitim verilen
manastırların da bulunduğu bir yöre.
Vadideki
en önemli yapılar ikonoklastik dönem öncesinde yapılmış olan Balıklı, Üzümlüve Geyikli kiliseleri.
Aziz Simon adına yapılmış bir şapelin yanı sıra, birçok kaya oyuğu, manastır,
kilise, yerleşim yerlerinin yanı sıra tünel ve değirmen gibi yapılar da
bulunuyor. Zelve Köy halkı ise Hristiyanların oyduğu mağaraların ağızlarını
taşlarla kapatarak güvercinliğe çevirmiş.
Bu
şirin kasaba da sıklıkla görülmeden gidilen yerlerden. Son yıllarda yükselişte
olan ve Ürgüp İlçesine bağlı, Mustafapaşa,
1924’teki nüfus mübadelesine kadar Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı bir
bölgeydi. Mustafapaşa’da yerleşen Hristiyanlar, yöreye özgü kesme taş işçiliği
ile pek çok ibadethane ve konak bırakarak buradan ayrılmışlar. Kasabada 30’a
yakın kilise ve şapel var.
Antik
dönemlerde ismi Sinasos olan
Mustafapaşa’da Aziz George, Aziz Vasilios, Aziz Stefanos Kiliseleri, Konstantin
ve Helena Kilisesi ile Aziz Basil Şapeli öne çıkıyor. Selçuklu ve Osmanlı
dönemi yapı işçiliğinin özgün örneklerinden olan Merkez Cami ve Mehmet Şakir
Paşa Medresesi görülmesi gereken yerlerden.
Gömeda
Vadisi; Mustafapaşa Kasabasının batısında, Ürgüp-Mustafapaşa yolunda
Üzengi Vadisi yakınlarında yer alıyor. Kapadokya’nın diğer vadilerine göre
peribacası oluşumları nispeten daha az, ancak bitki örtüsü bakımından daha
zengin olan vadi. Yamaçlarında kilise, manastır ve güvercinliklerden oluşan
alanda kayalara oyulmuş Aziz Basil Kilisesi, Aziz Nicola Manastırı ile vadideki
diğer kiliseler gezilebiliyor.
Nevşehir’in
temellerini atan Osmanlı paşası Sadrazam Damat İbrahim Paşa’nın doğum yeri olan
köy, Köprüleri, han ve hamamları, medreseler ve camileri ile adını yavaş
yavaş duyurmaya başladı. Köydeki Damat
İbrahim Paşa Külliyesi. gezilmesi gereken yerlerden. Kurşunlu Cami ise
yüksek ve kalın bir duvar ile çevrili bir avlu içinde yer alıyor.
Ihlara
Vadisi, Melendiz Çayının oluşturduğu 14 km uzunluğunda ve 100-200
metre derinlikteki kanyonuyla bölgenin en değerli yerlerinden biri. Vadi,
Aksaray’ın Güzelyurt İlçesi, Ihlara Kasabası’nda ve Hasan Dağı’nın
kuzeydoğusunda kalıyor. Vadide ilk yerleşimin 4. yüzyılda başlamış. Kayalara
oyulmuş freskli kiliseleri, korunarak yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarih
hazinesi olarak günümüze ulaşmış. Ihlara Vadisi, Aksaray’a 40, Güzelyurt’a ise
7 kilometre mesafedeki yer alıyor.
Yamaçlara,
veya peribacalarının içlerinin oyulmasıyla hazırlanmış odalar, yüzlerce yıldır
insanlara ev sahipliği yapıyor. Yörenin volkanik yapısından dolayı kolayca
oyulabilen ve şekil verilen taş kayalıkların oyulmasıyla oluşturulmuş odalar,
misafirlerine nefis konaklama deneyimi sunuyor. Kapadokya’da en büyükleri
olan, Kaymaklı ve Derinkuyu haricinde kayalara oyularak yapılmış Özkonak,Özlüce, Tatlarin gibi
yeraltı şehri bulunuyor.
Kaymaklı Yeraltı Şehri; Nevşehir’e 20 km mesafedeki Kaymaklı Kasabası’nda yer alan 8 katlı, 5000 kişi kapasiteli, yerin 20 metre altı olan 4 katının ziyarete açık olduğu bir şehir. MÖ. 3000 yılına kadar giden tarihiyle Hititlerin inşa ettiği bilinen kent, Roma ve Bizans dönemlerinde oyma işlemi devam ettirilerek genişletilmiş.